...

Kasım 22, 2012

Oyuncu


Kalabalık içindeki sen'le yalnızkenki sen arasındaki uçurum.

Her şey bu ikilemin ortasındaki ayrımda birikiyor. İç dünyanı dışarı vurduğunda yanında kaç kişinin kalacağı meçhul. Kim ne der diye düşündüğün sürece de yağmurda herkes şemsiyesini açtığı için sen de açacaksın o şemsiyeyi. Yağmurda ıslanmak aklına her geldiğinde kendine bir çimdik atacaksın. Sürünün kurallarına uymalısın.

İnsanlara empatiyle ilgili nutuk atıp hemen sonrasında yürüdüğün caddede sağından solundan akan insanların kusurlarına çevireceksin gözlerini. Yanından geçen bir çiftin birbirlerine hiç yakışmadığını düşüneceksin. Durakta bekleyen bir kadının çantasıyla ayakkabısının uyumsuzluğundan şikayetçi olacaksın. Sonra arkadaşına Afrika'da açlık çeken çocuklara ne kadar üzüldüğünü anlatacaksın. Girdiğin 3 sınav içinde en iyi puan aldığın sınavın notunu söyleyip "ya hiç ders çalışmadım, sadece bir iki saat göz attım." diyecek, sabaha kadar ders çalıştığın için uykusuzluktan dolayı oluşan gözaltı morluklarını makyajla kapatacaksın.

Ama yalnız değilsin.

Hepimiz mükemmel oyuncularız, farkına varacaksın.

Aslında işin kötüsü, gözlerimizin ardında kaldığımız için kendimizi göremiyoruz. Bu yüzden kendi hayatımıza seyirci olamıyoruz, oyuncu kalıyoruz. Dışarıdan kendine bakabilmeyi başarmak zor. Ve bırak başka insanları, kendini sevmeyi bile başarmak zor.

Bazılarına yaşamak yasaklansın. Yeni dünyada hümanist olunmuyor.

3 yorum:

Supertramp dedi ki...

Sait Faik'in bir sözü vardı:' Bir insanı sevmekle başlar herşey' diye.Buradaki 'bir insanın' aslında insanın kendisinin olmasını ancak zamanla görebiliyor insan.

Abdullah ÖZER dedi ki...

Hepimiz mükemmel oyuncularız, farkına varacaksın.

Çok güzel özetlemişsin...

Adsız dedi ki...

Aynaların var olma sebebi insanın kendisini reddetmesi.Bu maskeli balonun çıplak insanlarıda olmalı.

Reklam