...

Mart 21, 2021

2020'den Öğrendiklerim

- Vücudumdaki hormonların değişkenliğinin tüm hayatımı etkilediğini öğrendim.

- Gluten intoleransım olduğunu, kendimi depresyonda sanmamın asıl sebebinin yediklerim olduğunu öğrendim.

-  Patik örmeyi, ekmek yapmayı öğrendim.

- Derin bir nefes almanın aslında beni ne kadar iyi hissettirdiğini öğrendim.

- Coğrafyanın “kader” olduğunu, sanatın ve insanın apolitik olmasının imkansızlığını fark ettim.

- İlk defa bir kızılgerdan kuşu ve tilki gördüm.

- Feijoa denilen bir meyve yedim ve hurma pekmezinin yapılışını izledim.

-Fiziksel olarak benden uzakta olan değer verdiğim her şeyi ve herkesi kaybetme korkum çoğu kez atak geçirmeme sebep oldu. Endişemi dizginleyemediğim ve ağlama nöbetleri geçirdiğim zamanlarda bunu bastırmamayı, bu süreci yaşayarak da atlatabildiğimi fark ettim.

-Ilk defa şehirden uzakta bir köyde yaşadım, çakalların geceyarısı yükselen seslerini işittim. Sanıldığı gibi tehlikeli değil, oldukça ürkekler.

-Birçok ağacın yapraklarına bakarak hangi ağaç olduğunu anlamayı öğrendim. Şeftali, taze soğan, nane, maydonoz gibi çoğu meyve ve sebzeyi toprağa ektim, onları büyütmeyi öğrendim.

- Ukulele çaldım, şarkı söyledim; müziğin üzerimdeki iyileştirici gücüne daha çok tanık oldum.

- Sürekli bir şey üretemediğim için endişe duymamın yersiz olduğunu anladım. Ormanda yürüyüşler yaparken, hiç görmediğim bir bitkiyi keşfederken, rüzgarın sallandırdığı kızılağaçları seyrederken de bir şeyler ürettiğimi fark ettim.

- Sevmenin, sevilmenin hayata devam etmek adına en büyük motivasyon kaynağı olduğunu anladım. Ve mutluluğumu da mutsuzluğumu da sanata dönüştürerek sağaltabildiğimi, sindirebildiğimi keşfettim. Sevdiklerime hiç olmadığı kadar çok sarıldım, sarıldım, sarıldım.

Anlamsızlık Tarihi

- Istakozlar eskiden mahkumlara ceza olarak yedirilen değersiz bir deniz ürünüymüş. 
- “1940'larda erkekler ne kadar çabuk boşaldıklarıyla övünürlerdi, ne kadar uzun süre sevişebildikleriyle değil.” (Adrianne Blue, Metafizikten Erotiğe syf. 73) 
- Kot pantolonlar ilk olarak madenciler için dikilmiş. 
- 20. yüzyılın başında erkek çocuklara pembe, kız çocuklara mavi renkler giydiriliyormuş. Earnshaw Bebek Mağazası’nın 1918 yılında yayınlanan bir gazete reklamında “Erkek çocuklarınıza pembe giydiriniz. Pembe güçlü bir renktir ve erkeklere daha uygundur. Mavi ise daha narin olduğundan kız bebeklere uyar.” yazılıymış. 
 - Eskiden sigarayı doktorların tavsiye ettiği reklamlar çekilirmiş. 
- Koşu bandı aslında suçluları ‘terbiye edecek’ bir makine olarak üretilmiş. 

Örnekler böyle uzar gider. 

 Her şey işte bu kadar hızla değişiyor, zaman geçtikçe amacından sapıp başkalaşıyor. Tarih saf şiddet, öfke ve dogmatizm hikayeleriyle dolu: Engizisyon mahkemeleri, bekaret kemerleri, cadı avı, endüljans, kedilere savaş açan papalar, Jim Crow yasaları, Aktion T4, holokost, trinity test… 

 Tarih asla ders alınacak bir şey değil ve insan asla ders çıkaracak bir varlık değil. O yüzden tarih kitaplarını, genelgeçer kalıpları, değer yargılarını, gereklilik kiplerini ve insanların doğru-gerçeklerini hayatınızdan çıkarın. Kimseye ‘eski gözleriniz'le bakmayın. Çünkü yaşlı yeryüzü için bizler üzerinden silkinerek atamadığı asalaklarız sadece, “keskin bir anlamsızlık tarihinin içinden sürünerek geçenleriz.” 

Üstünde durduğumuz toprak altımızdan kayıp giderken, bizim yaptıklarımız, keyif yarışımız, verdiğimiz zarar, bizden çok önce bu topraklarda yaşayan diğer canlılar için bir tür ‘sonradan görme’ halidir.

Reklam